27 Aralık 2013 Cuma

Sonsuzluk gibi sevme beni, bir dakika sev yeter,
Bir Ömürlük değil, bir ölümlük kadar sev yeter...
Bensiz sarma sakın yüreğini başka sevdalara,
Yaşamın boyunca değil, tek bir anlık sev yeter...

Açtığında sabah gözlerini, göremezsen sevdiğini,
Öyle uzun değilki, göz yumma anında sev yeter...
Yalanlarsa herkes, senin aslında doğru dediğini,
Kitapta yazan değil, kendi bildiğin kadar sev yeter...

Baharı bekletip, mevsimi bir sonrakine sevketmeden,
Temmuzun sıcağında değil, kışın ayazında sev yeter...
Hükmedeceksek eğer benliğimize, ruhu terketmeden,
Sökerek değil yüreğini, içine korları dökerek sev yeter..

Durulduğunda istersen, yada sel olduğunda deniz,
Açıklıklara doğru değil, dizlerine kadar sev yeter...
Zaman ayırırken yelkovanı akrebinden nedensiz,
Vakit dolmadan değil, güller solmadan sev yeter...

Hayat bulduğumdan beridir, kaç yıl geçti bilemem,
Yaşamda her anlık değil, ama bir günlük sev yeter...
Kendi kaderimde yazanı istesemde artık silemem,
Sadakate ibadet gibi değil, İhanet kadar sev yeter...

24 Aralık 2013 Salı

Aşk İki Kişilikmiş,
Giden Çoktan Gitmiş,
Seni Yalnızlığa Mahkum Etmiş,
Demekki Dönmek Zormuş.
Gelme Daha İstemem,
Bu Aşkın Vadesi Dolmuş…

Mecnun Çöle Düşmüş,
Leylanın Haberi Yokmuş,
Meğer O Kadar Çaba Boşmuş,
Gelme Daha İstemem,
Bu Aşkın Vadesi Dolmuş…

Kim Senin Yollarına Tuzak Kurmuş,
Dönmek İsteyene Yollar Boşmuş,
Vakit Artık Geç, Tren Kaçmış,
Gelme Daha İstemem
Bu Aşkın Vadesi Dolmuş…

Ne Fark Eder Nehirler Coşmuş,
Atlar Dört Nala Koşmuş,
Sen Yoksun ya ÖMRÜM Solmuş,
Gelme Daha İstemem,
Bu Aşkın Vadesi Dolmuş…

Dünyada O Kadar Aşık varmış,
Gelmişte En Acısı Beni Bulmuş,
Hasret Çekmek Hepsinden Zormuş,
Elim Ayağım Tutmaz Olmuş.
Gelme Daha İstemem,
Bu Aşkın Vadesi Dolmuş…

Beni Bu Hale Sokan İki Çift Gözmüş,
Yanmış Yürek, Uğruna Kul Olmuş,
Sensizlik Ölümden’de Zormuş,
Gelme Daha İstemem,
Bu Aşkın Vadesi Dolmuş…

Sana Yolladığım Gemiler Karaya Vurmuş,
Aşka Hasret Kalanlara Sermaye Olmuş,
Talan Olmuş, Ziyan Olmuş…
Gelme Daha İstemem,
Bu Aşkın Vadesi Dolmuş...

Herkes Yolunu Çoktan Çizmiş,
Adın İçimde Haykıramadığım Giz’miş,
Aşık Veysel Değilim Ama,
Benimde Gözlerim Körmüş.
Gelme Daha istemem,
Bu Aşkın Vadesi Dolmuş…

16 Aralık 2013 Pazartesi

Hep Sevilmekle İmtihandadır Bedenim...
Ben Bir Severim, Mecnun Çöle Düşer,
Ben Bir Severim, Yusuf Dipsiz Kuyulara...

Sonsuz Bir Hüzüne Mükelleftir Yüreğim...
Ben Bir Severim, Adem Cennetten Düşer,
Ben Bir Severim, Kerem Kor Ateşlere...

İnancımın Esiridir, Cehaletine Yandığım Kaderim...
Ben Bir Severim, Gönlümün Orta Yerinde Mahşer,
Ben Bir Severim, Arzusuna Vurulur Garip Kamber... 

Her Zaman Sevmekle Yükümlüdür Bu Kalbim...
Ben Bir Severim, Veysel Gibi Kararır Hanem,
Ben Bir Severim, Lal Olur Sanki Cümle Alem...

10 Aralık 2013 Salı

Umman olman için bana, denizini gözyaşlarımla besledim,
Durgunluğun düşürdü bir fikri aklıma...Gölde aradım seni.
İzinden gidip sürekli, bastığın yerlere basmak istedim, 
Ayağım ayak izine değer diye belki, Çölde aradım seni...

Hasretin vurdu en acı zamanda,'Yar' menzilinden uzağa,
Tıpkı sen gibi gülsün diye, gelip geçen Göz'de aradım seni.
Perde indi sanki yüzüme, bilmeden düşürdüler tuzağa,
Kuramadım devrik olmayan bir cümle...Söz'de aradım seni.

Güneş görmemiş gibi bedenim, üşüyorum bu kışın ayazında,
Ne yazın sıcağında, ne 'Yar' kucağında... Güz'de aradım seni...
Adem'e bile tuzak kurmuşlar, olsanda namazında, niyazında,
Şaştığım çizgi artık kendi hizasında...Düz'de aradım seni...

Serzenişte bulunmadım, döndü gönlüm bir yanardağa,
Kalpten taştı sözler bir zaman sonra...Dilde aradım seni.
Şaşırdım yönümü adeta, önce sola baktım, sonra sağa,
Uzun süre yürüdüm ben bir başıma...Yolda aradım seni.

Asır oldu bir mevsimin diğerine geçişi bu ahir zamanda,
Sayamadım günleri,haftaları,ayları...Yılda aradım seni.
Ne tadım kaldı benim artık,ne tuzum eksik oldu yaramda,
Çiçeğin özünde bulamadım dudak izini...Bal'da aradım seni.

Bir sıcaklık duysam etrafımda, sen sanar ürperirdi içim,
Benzetemedim başkasına çehreni...Kul'da aradım seni.
Ömrümüz nasıl şekil almış, Rabbim bu hayat ne biçim !
Bıraktım gururu bak yine ellerine, Zül'de aradım seni...

9 Aralık 2013 Pazartesi

Seni bekledim dediğin yerde.
Gelmedin yine bak gece oldu,
İsyan ettim zifiri karanlığa,
İsyan ettim yalnızlığa…
Sen gelmedin diye boyadım geceyi siyaha…

Seni bekledim yine dediğin yerde.
Gece bitti, güneş doğmak üzere…
Sen yine gelmedin bak sabah oldu,
İsyan ettim bahara, isyan ettim yaza…
Sen gelmedin diye boyadım martıları beyaza…

Seni bekleyeceğim hep aynı yerde,
Geleceksin biliyorum bir umut var içimde.
İsyan etmek olmaz muhakkak kadere,
Geleceğin günü bekliyorum özlemle…
Sen geleceksin diye boyadım denizleri maviye…

Seni bekliyorum hala olduğum yerde,
Gelmeyeceksen bileyim artık söyle…
Yine gece oldu bak dayanamam bu ayaza,
Sen gelmedin diye boyadım bulutları beyaza…

Seni beklerim ben hep dediğin yerde,
Rastlamadım dünyada senin bir başka eşine,
Kuru bir ağacım çıkıpta gelemem peşine,
Sen gelmedin diye boyadım yaprakları yeşile…

Seni bekliyordum her zamanki yerimde,
Gidiyorum ben ! zaten geleceğin yok seninde,
Benzer oldum bir parmak bala muhtaç arıya
Sen gelmedin diye boyadım güneşi sarıya….

7 Aralık 2013 Cumartesi

Sen, hasretimin cehenneminde çıra misali yandığım,
Sen, bir bakışınla çölün ortasında kuruyup kaldığım,
Sancılarım diner diye, zoraki rüyalara daldığım sen...
Ne günlere kaldım ben bir bil'sen...

Sen, gece yarısında uykularımı korkuyla böldüğüm,
Sen, yaşamım boyunca bin dirilip, bin defa öldüğüm,
Eyyy benim sadece gözyaşlarında söndüğüm sen...
Ne günlere kaldım ben bir bil'sen...

Sen, daha taze bir çiçekken, tek dalımda solduğum,
Sen, yokluğunla yarım, varlığınla bir bütün olduğum,
Uğruna deliye dönüpte, saçlarımı yolduğum sen...
Ne günlere kaldım ben bir bil'sen...

Sen, haricindeki bütün sevdaları ulu orta yerdiğim,
Sen, umutları teker teker kızgın ateşlere serdiğim,
Akılımı firara, ruhumu sürgünlere gönderdiğim sen.
Ne günlere kaldım ben bir bil'sen..

Sen, parmaklarımdan yorgun yükselen sigara dumanım,
Sen, her zaman bitmeye yakın içimi acıtan dalgınlığım...
Özlemine daldığımda, üzerimden topladığım Kül'üm sen.
Ne günlere kaldım ben bir bil'sen...

Sen, nefes alışımı zorlaştıran, şah damarımda bir boğum,
Sen, dile getiremediğim söz, boğazımda hep bir düğüm...
Ne bugünüm, ne dünüm...Kocaman bir Ömrün sahibi sen.
Ne günlere kaldım ben bir bil'sen...

5 Aralık 2013 Perşembe

Seni Her Gecekinden Daha Çok Özledim Bu Gece,
Daha Fazla Bekledim Bendeki Boşluğunu Doldurmanı,
Daha Ağır Hissettim Bu Gece Kokunu Odamın Duvarında,
Her Zamankinden Biraz Daha Fazla Hüzünlüydüm Bu Gece…
 
Daha Sessiz Kaldımki,Sesinin Yankısını Duyabilmek İçin Kulaklarımda,
Küçük Bir Çığlık Oldun Sensiz Kalan Çatlamış Dudaklarımda.
Hatırlamaya Çalıştım Maziyi,Bu Gece Seni Öyle Zorladımki Hafızamda,
Boğuldum Boğazıma Takılan Hatıralara Sanki Bu Gece…
 
Bu Gece Bir Adada, Kilisenin En Tepesinden Senin Olduğun Şehri İzledim,
Kuruyan Dudaklarımı Adının Islaklığında Suladım Bu Gece…
Gözlerimi Kıstım, Kaşlarımı Astım, Kocaman Bir Resmini Çizdim Duvara Bu Gece.
Her Şeyden Vazgeçip, Sanki İsyan Edercesine Sana Taptım Bu Gece…
 
Aklıma Gülüşün Geldi, Hatalarım Yüzümü Yine Yere Serdi,
Duyduğum Pişmanlıklar Haddini Aştı, Uykularım Kaçtı Bu Gece…
Teninin Sıcaklığı İle Dolup Taştın, Tüm Benliğimi Sardın,
Biraz Kenara Kaydım, Gelirde Girersin Diye Yanıma Bu Gece.
 
Üzerimden Çekildi Kara Bulutlarım,Toprağa Serpildi Tüm Umutlarım,
Kabul Olacaksa Eğer, Dualarımda Tek Sen Vardın Bu Gece...
Aşkın Ehemmiyetini, İnsana Kattığı Değeri Anladım,
Onca Kalabalığın İçinde Bir Başıma Kaldım Bu Gece…
 
Bitkin Düştü Yüreğim Yokluğuna,Alışamadım Bir Türlü İçimdeki Boşluğuna,
Tutunamıyorum Geçmişe, Derin Kuyulara Düşüyorum Bu Gece…
Ellerimi Uzattım Arş-ı Alaya, Sana Versin Diye Bir Emanet Bıraktım Mevlaya.
Gözün Gibi Sakın Onu, Kalbimi Gönderiyorum Sana Bu Gece…
 
Bu Gece Anca Geldi Hasretine Bürünmüş Bulutlar,
Getirdikleri Tek Heceye Sarılmış, Kocaman Bir Cümle
Neymiş O Diye Sorunca, Dediler Sus Ve Dinle ;
''Son Sözüm Olsun Sana, Susmadan Bir Durak Önce…''
''Seni Çok Seviyorum Bu Gece…''

3 Aralık 2013 Salı

Bu gün hiç yalnız değilim , hem de hiç.
Kalabalığın içinde hiç düşünmeden ezbere atıyorum adımlarımı. Ufak bir yerde gıcırdayan bir sandalyeye oturuyorum. Sandalye bile gıcırdayarak hoş geldin diyor. Ezbere elimi kaldırıyorum ve iki çay istiyorum. İki tane şeker atıyorum çayına ve yavaşça karıştırıyorum. Eskiden yaptığın gibi o sıcak çay kaşığını koluma değdiriyorum ve irkiliyorum. İçimden geldiği gibi saçma bir şekilde gülüyorum. Bu gün yaptıklarımı anlatıyorum sana dinliyorsun beni kafa sallıyorsun , gülümsüyorsun bana. Tatlı bir ilkbahar havası bize yürümemiz gerektiğini fısıldıyor ve usulca kalkarken gıcırdayan sandalye bize  güle güle diyor. Rüzgâra eşlik etmeye başlıyoruz. Rüzgâr anlatıyor biz dinliyoruz. Biz anlatıyoruz rüzgâr dinliyor. Saatlerce nereye gideceğimizi bilmeden rüzgara eşlik ediyoruz. Akşam üstüne doğru güneşin en tatlı renklerini seyretmek için bir ağaca yaslanıyoruz. Omuz omuza verip güneşin yeni bir güne doğması için uğurluyoruz yavaşça.
Minicik pembe elbiseli bir kız çocuğu annesinin elini tutarken bize gülümsüyor. Dünyanın en masumca en güzel en samimi gülücüğüne aynı samimiyetle gülümsemeye çalışıyoruz. Hayallerimizi süsleyen hanım hanımcık al yanaklı mavi gözlü pembe elbiseli paytak paytak bize doğru koşan bir kız çocuğu canlanıyor gözümde. Gözlerim doluyor  , anlam veremiyorum. İçimde bir şeyler kıpırdamaya başlıyor. Gülümsemeye devam ediyorum. Onun büyüdüğünü hayal ediyorum. Konuştuğunu , ilk okul gününü hatırlayabileceğim en mutlu anlarını hayal ediyorum. Ta ki gecenin mayhoş karanlığını vaktimizin dolduğunu söyleyene kadar. Buruk bir sevinçle doğruluyoruz yaslandığımız ağaçtan. Yolumuzu uzatarak uzun loş ışıklı o sevdiğimiz yoldan geçiyoruz beraber. Odanın ışıklarını yandığını gördükten sonra evime gidiyorum. Ayakkabılarımı arkalarına basarak çıkarıyorum ve ağırlık yapıyormuş gibi onlardan kurtulmak için fırlatıyorum. Hasta olduğumda bana çorba içirdiğin ikili koltuğa uzanıyorum. Gömleğimin buruşması hiç umurumda değil şu an.
Evet bu gün bunların hepsini tek başıma yaptım. Eşlik ettin aslında sende bana. Çay kaşığını koluma bastın , beraber dertleştik rüzgarla , o minicik kıza beraber gülümsedik. O sevdiğimiz dar , karanlık loş ışıklı sokaktan beraber yürüdük.

Bazen düşünüyorum acaba o içimizdeki minicik çocuk neden bana yardımcı olmuyor? Neden bu kadar büyük hayaller kuruyorum? Neden hayallerim boyumu aşıyor ve üstüme yıkılıyor? Neden geçmişim beni terketmiyor hala? Neden her gün eşlik ediyorsun bana?